Değerli okurlarım,
26 Ekim 2022 günü Salihli Belediyesinin katkıları ile yaptığımız ATATÜRK VE SALİHLİ isimli sohbetimizi izleyemeyenlerin başvurusu üzerine anılan sohbeti kısaca aşağıda sunuyorum.
Gazi Mustafa Kemal ,Salihli'den 11 gez geçmiş, bunun 6 ziyaretini bizzat trenden inerek, diğerlerinde ise pencereden selamlayarak yapmıştır. İlk ziyaretini Kurtuluş Savaşı sırasında, 7 Eylül 1922 günü yapmış ve Hacı Mustafa Akiş'in evinde 2 gece konaklamıştır. Ziyaret kronolojisine göre ziyaret öykülerini kısaca aşağıda okuyabilirsiniz.
MUSTAFA
KEMAL’İN SALİHLİ ZİYARETLERİ KRONOLOJİSİ
1- 7-8 Eylül 1922: Hacı Mustafa Akiş evinde konaklamıştır. 1
2- 26 Ocak 1923 :
Annesinin vefatından sonra İzmir’e geçerken İstasyonda 2
3- 18 Şubat 1923:
Latife Hanımla Ankara’ya geçerken selamlama
4- 27 Temmuz 1923:
Latife Hanımla İzmir’e geçerken selamlama
5- 2 Ocak 1924
: Latife Hanımla İzmir’e
geçerken selamlama
6- 22 Şubat 1924
: Latife Hanımla Ankara’ya
geçerken selamlama
7- 16 Ekim 1925
: Mustafa Kemal, Salihli’yi
(Konya’ya geçiş) üçüncü kez ziyaret etmektedir.3
8- 26 Ocak 1931
: Menemen’e geçerken gece
trende konaklama 4 saat 4
9- 8 Nisan 1934
: İstihkam Taburunu denetleme
saat 14.00- 17.00 arası 5
10- 23 Haziran 1934 : İran Şahı ile sabah saat 09.00 selamlama 6
11- 8 Ekim 1937 :
İsmet paşa ile Ege Manevralarına gece geçişi…
26 Ocak
1923 Ziyaretleri
Kurtuluştan
bu yana yaklaşık 5 ay geçmişti. Gazi Mustafa Kemal düşmanın yaktığı ve bu olaya
gözleriyle tanık olduğu Salihli’yi ziyarete geliyordu. Geceyi geçirdiği
Alaşehir’den trenle yola çıkan büyük kurtarıcı 26 Ocak 1923 Cuma günü saat
07.00 sıralarında Salihli istasyonuna ayak basıyordu.
Gazi,
trenden indi. Sırtında soğuktan korunmak için giydiği yakası ve önden, alt en
uca kadar tilki tüyü ile kaplı, düğmeleri iliklenmiş siyah paltosu vardı.
Başında her zamanki gibi siyah kalpağı ve sol elinde tuttuğu bastonu görülüyordu.
Kendisi için istasyon binasının doğu tarafında, çınar ağaçlarının altında
hazırlanmış koltuğa oturdu. Bir ara gözü Yunan askerlerinin çıkardığı yangında
harap olan istasyon binasına takıldı, derin bir iç çekti...
Bu sırada
tören başladı. Önce bir kız sonra bir erkek öğrenci şiir okudu. Sıra Salihli
Belediye başkanı Hüseyin (Yerliler) Bey’e geldi. Kısa bir “Hoş geldiniz”
konuşmasının ardından Gazi Paşa ayağa kalktı, şunları söyledi:
“Salihli’nin
muhterem Ahalisi!
Gösterdiğiniz
hissiyata teşekkür ederim. Buraya kadar, bu kadar erken gelmekliğinizin hakiki
hissiyatınızı izhar sevkiyle olduğunu anlıyorum. Bundan fevkalade bahtiyarım.
Ben de size karşı aynı hissiyatla mütehassısim.
Muhterem
Ahali; Çok zulüm ve çok elem gördünüz. Fakat artık bunlardan ebediyen
kurtuldunuz. O kara günler tekerrür edemez.
Çünkü milletin intikati halasa isal için pek kuvvetli ve esaslı
tedbirler ittihaz eylemek icabeder. Bu tedbirlerin en mühimmi ve en birincisi
ilim ve irfandır. İşte şurada gördüğüm küçük mektepliler, ilim ve irfan
ordularını teşkil edeceklerdir. Bu itibarla atiye emniyetle bakabiliriz.
Muhterem
Ahali; biliyorsunuz ki, hayatımızı, istiklalimizi, namusumuzu kurtaran Misakı
Millimize olan irtibatı tammımızdır. Millet ve milletten doğan ordumuz bu
Misakı süngülerle tahakkuk ettirmiştir. Bunu siyaseten ifade ettirmek için
heyeti murahhasamız Lausanne’da faaliyetle çalışmaktadır. Memleket dâhilinde
çalışırken diğer taraftan hemen karşımıza çıkması muhtemel düşmanları yere
sermek için daima müheyya bulunmalıyız. Bu millet üç buçuk seneden beri çok
fedakârlık yapmıştır. İcap ederse, bundan sonrada hayat ve namusu için daha çok
fedakârlık yapacaktır!
Hepinize
tekrar teşekkür ederim!”
Genç
kuşağın anlamasına yardımcı olabilmek için konuşmayı günümüz Türkçe’ sine
çevirerek yineliyorum:
‘Salihli’nin
saygıdeğer Halkı!
Gösterdiğiniz
duygusallığa teşekkür ederim. Buraya kadar, bu kadar erken gelişinizin, gerçek
duygularınızı göstermek için olduğunu biliyorum. Bunun için çok mutluyum. Ben
de size karşı aynı duygularla yüklüyüm.
Saygıdeğer
Halk; çok kıyım ve çok üzüntü gördünüz. Fakat artık bunlardan sonsuza kadar
kurtuldunuz. O kara günler artık tekrarlanamaz. Çünkü ulusun uyanışı ve dikkati
oldukça büyük olmuştur. Bundan sonra yurdumuzu kesin kurtuluşa götürmek için
çok güçlü ve köklü önlemler geliştirmek gerekmektedir. Bu önlemlerin en
önemlisi ve öncelikli olanı bilim ve kültürdür. İşte şurada gördüğüm küçük
okullular, bilim ve kültür ordularını var edeceklerdir. Bunu dikkate alarak
geleceğe güvenle bakabiliriz.
Saygıdeğer
Halk; biliyorsunuz ki, hayatımızı, özgürlüğümüzü, namusumuzu kurtaran ulusal
sınırları belli yurdumuza olan inançtır. Ulus ve ulusumuzdan doğan ordumuz bu
ulusal sınırları süngüleriyle gerçekleştirmiştir. Bunu politik olarak
söyleyebilmek için delege kurulumuz Lausanne’da (Lozan’da) canlılıkla
çalışmaktadır. Yurt içinde çalışırken diğer yandan hemen karşımıza çıkması
olası düşmanları yere sermek için her zaman hazır bulunmalıyız. Bu ulus üç
buçuk yıldan bu yana çok özveride bulunmuştur. Gerekirse, bundan sonrada hayat
ve namusu için daha çok özveride bulunacaktır!’
Bu
konuşmanın ardından Gazi, özel treni ile Turgutlu’ya oradan Manisa ve İzmir’e
gitmek üzere hareket etti.
16
EKİM 1925 Ziyaretleri
16 Ekim 1925 tarihinde Mustafa Kemal, Salihli’yi ikinci kez ziyaret etmektedir. Gazi İzmir’den Konya’ya gitmek için hareket etmiştir. Ne yazık ki burada bir konuşma yaptıysa metni bilinmemektedir. Salihlili olarak tek belgemiz ilk ziyaretinde bulunmayan ama bu defa elde edebildiğimiz İstasyon binası yanında çekilmiş fotoğraftır. Bir de aşağıda okuyacağınız Falih Rıfkı’nın yazısı bu geziyi anılarda yaşatacaktır.
Bu
tarihlerde Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nde bir dizi devrim gerçekleştirmektedir.
Bu devrimleri de özellikle halkla bire bir yaptığı ya da yapacağı konuşmalarla,
onların kabul sınırlarını yerinde görerek yapmaktaydı. Umulur ki bu ziyareti de
böyle benzer bir yurtiçi yolculuğundan kaynaklıdır.
Falih Rıfkı
Atay, Çankaya isimli anılarını topladığı eserinde Atatürk’ün 16 Ekim 1925
tarihinde yaptığı Salihli gezisinden şöyle söz eder:
“Alaşehir
tarafından bir tren dolusu asker gelmişti. Halk, bunun haberini almıştı. Duyan
erkekler, kadınlar, çocuklar, bütün Salihli istasyona koşuyor. Hâlbuki bunlar
cepheden kaçan 2 000 kadar silahlı Yunan askeriydi. Bu askerler, evvela halka
hiddetlerinden, sonra uzaktan gelen müsademe (çarpışma) ile ümide
düştüklerinden, hemen trenden inerek halka ateş açıyorlardı. Halk birbirlerini
çiğneyerek, bağrışarak evlerine kaçıyorlardı...
Bu olaydan
tam üç yıl sonra, büyük kurtarıcının yolu bu yanık-yıkık kasabadan geçiyordu. O
acı günler, o kara günler artık geride kalmıştı. Artık Türk yurdunda Türk’ün
bayrağı dalgalanıyordu. Büyük kurtarıcısının, Atasının izinde sonsuza dek de
dalgalanacaktı.
İşte o gün
Salihlili, kurtarıcısı Gaziyi görmekten mutluydu. O acı günlerde de Salihli’ye
gelmişti. Fakat bugün korku yoktu. Ebediyen hür ve mutluydu. Gazisinin
geleceğini duyunca, istasyon ve çevresini al bayraklarla süslemiş, geçeceği
yerlere zafer takları kurmuştu. Süslenmiş zafer taklarına Gazisinin fotoğrafı
asılarak “Hoş geldin Sevgili Gazi” ibaresi yazılmıştı.
İstasyonda,
binalarda ve zafer takında bayrak daha mağrur dalgalanıyordu Salihli’de. Çünkü
o gün bayrağına büyük değer veren ULU GAZİ gelmişti.”
Yukarıdaki
anıdan Gazinin yine istasyonda karşılandığını anlıyoruz. Elimizdeki fotoğrafta gördüğümüz kadarı ile
istasyon binasının doğu tarafında konaklamışlardı. 26 Ocak 1923 tarihinde istasyon binası yanık
ve yıkıktı. İki ziyaret arasında istasyon binası Müteahhit Mühendis Fesçizade
Mehmet Galip Bey tarafından aslına uygun olarak onarılmıştır.
Fotoğrafı dikkatle incelediğimizde Mustafa Kemal’in sağında Ali Sait, Fahrettin Altay paşalar, sol yanında, o yıllarda Salihli’de biçki, nakış ve dikiş öğretmeni olarak görev yapan, Genç Cumhuriyetin ilk öğretmenlerinden Rana Hanım (Rana hanımın İstasyon önünde konukları beklerken çekilmiş başka bir fotoğrafı da vardır. M.U.) oturmaktadır. En sağda da Ali Hikmet Paşa görülmektedir. Kemal paşa ile Rana hanımın arasındaki boşlukta Atatürk’ün köpeği “Foks” başı duvara dönük olarak durmaktadır. Binanın köşesinde görülen çocuk Salihli Avukatlarından merhum Sn. Osman Tanfer’dir.
Zümrüt
Salihli kitabımın basımından sonra konuşma olanağı bulduğumuz Merhum Asiye Okal
(D.1920) Bu ziyarette Atatürk’e bir buket çiçeği sunan çocuğun kendisi olduğunu
ve Paşanın başını okşayarak “Sağ ol küçük hanım “dediğini, Aslında bu anı
ölümsüzleştiren bir fotoğraf olduğunu ama tüm aramasına rağmen henüz fotoğrafı
bulamadığını anlattı.
8 Nisan
1934 Ziyaretleri:
Salihli
eşrafından merhum Ali SÜTÇÜ o günü şöyle anlatmıştı:
“Atatürk 08
Nisan 1934, pazar günü, öğle saatlerinde Salihli’ye gelerek ilçemizdeki
İstihkâm Taburunu denetlemişti. Gazipaşa, Salihli’deki İstihkâm Taburunu
denetleyecek diye, bütün şehir, istasyona akmıştı sanki. Karşılamaya Kaymakam
Abdülkerim Bey, Belediye başkanı Hamit Sinan Bey ile şehrin ileri gelenleri de
katılmıştı.
Kemal Paşa, İstasyondan taburun olduğu yere
(Şimdi Kenan Evren parkı) kadar halkla beraber yürüyerek geldi. O yıllarda
Tabur komutanı Ahmet Şefik Bey idi. Burada, çok sevdiği ve vatanın gözbebeği
Mehmetçiklerle sohbet etti, sohbet değil de sanki baba ve oğulları dertleşir
gibiydi. O anda, her Asker, kim bilir ne tatlı düşünceler içindeydi.
Bitişikteki Top sahasında (Lise önü Eski Stat)
Savaş tatbikatı yapılacaktı. Halk da bu tatbikatı izlemek için geldi. Bir ara
Gazipaşa Tatbikatı kendisi yönetti; “Süngü tak! Yat! Kalk! Hücum!” gibi emirler
verdi.” Sonra Askerlerle karavana yedi, kahvesini içti. Gazi, Saat 17.00
sularında özel treni ile Turgutlu’ya hareket etti.
23
Haziran 1934 Ziyaretleri:
Ali
Sütçü’yü dinlemeye devam edelim:
“Üç gün öncesinden şehirde tellallar dolaşmış
Gazi ile İran Şahının geleceğini haber vermişti. 23 Haziran Cumartesi günü
Sabahın erken saatinde halk istasyonu doldurmuştu. Bir gün önce istasyonda
üstünde Türkçe ve Acemce ‘Hoş Geldiniz’ yazan merasim takları yapılmış ve
çiçeklerle bir güzel süslenmişti.
O gün, Gürbüzler futbol takımı ön sırada, herkes istasyondaki yerini almıştı. Özel tren istasyona girdi. Lokomotifin bir yanında Kazım Dirik, diğer yanında da Hacim Muhittin Çarıklı duruyordu. Tren istasyonda durdu. Mustafa Kemal trenden inerek istasyon şefinin odasına girdi. Burada, İzmir ile bir telgraf görüşmesi yapmış. Şah trenden inerek halkı selamladı önde birkaç kişi ile tokalaştı ve trene döndü. Gazi de trene döndü ve pencereden halkı selamladı. ”
Mustafa UÇAR
Araştırmacı Yazar