Tanrı bizlere
öyle güzel bir dünya sunmuş ki sözcüklerle tanımlamakta güçlük çekiyorum. Bu
güzelim dünyanın sanki tamamını keşfetmişiz de şimdi kirletmeye başladık. Acaba
keşfedilmeyi bekleyen bakir mekânlar tükendi mi? Hayır. Yeni keşifler için
gözünü uzaya çeviren insanoğlunun yer küremizde keşfedeceği daha o kadar çok
mekân var ki…
Örneğin;
Oldukça temiz havası, bol suyu, verimli, bereketli toprakları, art niyet
düşünmeyen saf ve temiz insanları olan Türkiye’yi ne kadar biliyoruz?
Bu yazımızda size Türkiye’nin en çok gezilen
ama henüz keşfedilmemiş bakir bir bölgesini tanıtacağım.
Önce
Belediyesinin sloganlaştırdığı “Keşfedilmeğe
Değer Kent” Salihli’yi tanıtmakla başlayalım; nüfusu 100 bin kişiyi aşmış,
Anadolu’nun birçok ilinden büyük, alt yapısıyla, çevre düzenlemesiyle, kültürel
ve tarihsel değerleriyle çağdaş, şirin bir kent.
Anadolu Piramitleri; Bintepeler |
Bir tarafta,
dünyanın ilk ve büyük olarak inşa edilmiş Artemis
Tapınağı, diğer tarafta görkemi ile insanı büyüleyen Gymnasium’u. Dünyanın üçüncü, Anadolu ve Avrupa’nın ilk antik Sinagog’u ile Lidya Krallığına başşehirlik
yapmış Sardes ören yeri.
Krallığın soylularına ebedi istirahat yeri
olmuş kilometrelerce kare alana yerleşmiş, tam 119 adet “Anadolu Piramitleri” Tümülüs mezarlar, tarihi Kız Köprüsü, Su Uçtu
şelalesi, Adala kanyonu, Attalos At çiftliği, termal otel ve kaplıcaları
ile bezenmiş Salihli.
Artemis Tapınağı |
Doğa, tarih,
kültür ile harmanlanmış bereketli topraklar. Mevsimine göre, başınızı
çevirdiğiniz her yönden üzüm, kiraz, zeytin, şeftali, kayası, çilek, domates,
biber, patlıcan, pamuk ve adlarını belki de ilk defa duyacağınız onlarca çeşit
sebze ve ot yeşilliği ile karşılaşıyorsunuz.
Yeraltından kaynayarak çıkan termal sular
sadece termal otel ve kaplıcalarda değerlendirilmiyor; kentin büyük bir bölümünde ısınma aracı,
çevredeki seralarda sebze ve meyve üretiminde de kullanılıyor.
Ege bölgesinin nerede
ise tam yüreğinde, İzmir-Ankara D–300 yolu üzerinde, denize uzaklığı 100 km
civarında olan bu yerleşimleri henüz keşfedemeyişimizi ne ile açıklamalıyız?
Bilgisizlikle mi, ilgisizlikle mi?
Sardes Antik Kenti: Tarihi İÖ 2000’lere
dayalı bu kenti tüm dünya gibi bizde “Karun kadar zengin” deyimi ve parayı icat
etmeleri ile tanıyoruz. Ama Karun nerede yaşamıştır? Parayı icat ettikleri yer neresidir?
diye merak edip görmeyi düşünmemişiz.
Oysa
yaklaşık bir asır süren arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkartılan eserler
birçok antik kent kalıntılarını gölgede bırakacak kadar görkemli ve gizemli.
Örneğin Artemis Tapınağı; benzerleri içinde ilk yapılanı ve 44 m X 67,5 m ile en büyük
olanıdır. Duvarlarından birinde paranın icadından sonra belki ilk bankacılık
işleminin burada yapıldığını yazan bir yazıt bulunmaktadır. 1. derece deprem
kuşağında olduğundan tarih içinde defalarca yıkılıp tekrar inşa edilmiş ama buluntulardan
anlaşıldığına göre yine de inşa halinde yarım kalmış bir görüntüsü vardır.
Bizans Kilisesi |
Artemis tapınağının batı yönünde bir altar (Adak
yeri) vardır. Xenophon, İÖ 401
yılında yazdığı Anabasis=Sefer adlı
eserinde bu altardan ilk defa söz eden kişidir. Artemis Tapınağının doğu yönü,
sağ köşesinde küçük bir kilise bulunuyor. Burası, putperestliğin terk
edilmesinden sonra, İS 400 yıllarında yapılmıştır. İncil’de adı geçen 7
kiliseden biri de Sardes Kilisesidir.
Gymnasium ve Roma termal
havuzu; Roma imparatorluğu döneminin önemli yapıtlardan biri olan Gymnasium ve Hamam birleşik yapısı, Anadolu’daki
benzerleri arasında en büyük ölçüde yapılmış olanı ve Sardes kentinin
en gösterişli bölümüdür. Tam 23.000 m2 alan üzerine inşa edilmiştir.1972
yılında restore edilen bu bölüm, uzaktan görüldüğünde bile ilgi çekmekte, merak
uyandırmaktadır.
Gymnasium/Sardes |
Bu görkemli
yapıyı birçok gezgin Efes’teki kütüphane binasına benzeterek kütüphane diye
kaydederler. Aslında burası üç bölümden oluşan dinlence ve eğlence bileşkesidir;
birinci bölüm 8x32m. Ölçülerinde üstü örtülü olarak
yapılan bölüm hamam, içinde termal
su dolu havuz ile yan duvarları içine serpiştirilmiş masaj odaları sayesinde
asillerin tam bir sefa alanıdır. İkinci bölüm; hamam kısmına açılan, törenlerin
yapıldığı mermer avlu adıyla da
tanınan, aslında günümüzde soğukluk denilen dinlence locaları ile çevrili, 15x33
m. boyutundaki iki katlı Gymnasium’dur.
Üçüncü bölüm ise; Doğudaki 8000 m2’lik bir alanı kapsayan Palastra (antrenman alanı) ile kuzey ve güney duvarına bitişik,
birbirlerine simetrik iki holden oluşmaktadır.
Birinci kat
üzerindeki yazıtta, dönemin imparatoru Septimus
Severus’un “bu yapıyı, oğulları Caracalla ve Geta ile
karısı Julia Donna’ya adadığı” yazmaktadır. Burasının İS 211 yılında
yapıldığını anılan yazıtla ilişkilendirebiliriz.
DÜNYANIN 3. SİNAGOGU BURADA
Seferad Sinegogu/Sardes |
Gymnasium’u
arkanıza alarak Palastra yani antrenman alanına çıktığınızda sağ yan
tarafınızda Sinagog’u göreceksiniz. Sinagogun yapım yılı İS 160 yıllarına
dayalıdır ve Yahudi halklarının Anadolu’da ilk yerleşim yeridir. Büyük
İskender’den sonra Babil’den getirilen 10.000 kişilik Yahudi aileleri buraya
yerleştirilmiştir. 617 de Safavi’lerin Sardes ve sinagogu yakıp yıkmasından
sonra o yıllarda “Sfarda” olarak da
tanınan Sardes’i terk edip Avrupa, özellikle de İspanya’ya yerleşmişlerdir.
“Seferad”lar aslında İspanya kökenli
değil Sfarda kökenlilerdir.
Türkiye’de yaşayanlar unutmuşlardır ama Amerika kıtasında yaşayanlar bilirler.
Salihli Odun Köftesi |
Sardes Antik Kentini
mutlaka gezmelisiniz. Tarihsel zenginlikleri bugün bile Salihli topraklarına
yansımaktadır. Son bir hatırlatma eğer bu önemli antik kenti gezme onuruna
erişirseniz Salihli’ye özel “Odun Köftesi”ni damak tadınızla tanıştırmadan
dönmeyiniz.
Tüm
gezileriniz rahat, ağzınızın tadı yerinde olsun.
Mustafa UÇAR
Araştırmacı-Yazar SATURDER
Salihli Turizm Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
0 555 715 72 41
Mustafa Bey elinize,kaleminize,objektifinize müteşekkiriz.
YanıtlaSil