10 Mart 2015 Salı

ANADOLU MEDENİYETİNİN ZİRVESİ: LİDYA/SARDES



 Bugün üzerinde yaşadığımız Anadolu, şekil olarak kıtalar arası bir köprüyü andırır. Kültür yönünden zenginleşmesinin nedeni de budur. Üzerinden binlerce kavim geçmiş, yüzlerce devlet kurulmuştur. Her bir kültürden kalan tortular Anadolu medeniyetinin doğmasına neden olmuşlardır. Zirve noktası da Lidya Krallığı ve onun başkenti Sardes’tir.

Biz, Lidya kültürünü “İlk parayı icat etmeleri” ve son Kral Croesos’un tüm dünyaca bilinen “Kral Croesos (Karun) kadar zengin” deyiminden tanıyoruz. Oysa Lidya uygarlığı, zenginliğinden kaynaklanan sosyal, kültürel, bilimsel, sanatsal yönlerde Anadolu medeniyetinin zirvesi konumundadır.
Örneğin paranın icat edilmesi ve altın olarak basılması, ekonomi ve ticaretin hareketlenmesine neden olduğu gibi insanlığa finans dünyasını da sunmuş oluyordu. Altın sadece süs eşyası olmaktan çıkmış, paraya dönüşerek ticarette toptancılığa (Takas) yeni rakip perakendeciliği getirmiş oluyordu.
Paranın icadı domino etkisi yaparak çarşıların, dükkânları ile Pazar yerlerinin doğmasına sebep oluyordu. Üretim fazlalaşmış, üreticiler, ihracata (Dış satım) yönelmişti. O yıllara kadar deniz yolu ile yapılan dış ticaret karayolunun alternatif olarak ortaya çıkmasına neden oldu. Köy yolları birleştirilerek Sardes’den, bir ucu Efes ve Bergama’ya diğer ucu günümüzde Kerkük civarındaki Ninova kentine kadar uzanan “ALTIN YOLU” açılmıştı. Hedef Mısır ile ve yol üzerindeki kentlerle ticaret yapmaktı.


Altın Yolu
 Altın yolu refah getirdiği gibi felaketi de getirdi. Bu yolu takip eden Persler, Lidya Krallığına son verdiler ve yolu kendi memleketlerindeki Susa ve Persepolis kentlerine uzattılar, yolun ismini de “Kral Yolu” olarak değiştirdiler.
Altın, “Elektrum” denilen % 70 i altın,% 25 i gümüş,%5 bakır olan taş görünümlü bir madenden elde ediliyordu. İlk paralar henüz saf altın ve gümüş rafine edilmediğinden yeşile yakın renkli alaşımdan oluşuyor ve “Elektron” adını taşıyordu. 
                                                                       
Dünyanın İlk Parası
Matematikçi, Anadolu insanları Thales ve Pisagor gibi bilim adamları sayesinde ergime ısısını öğrenip Elektrum madenini ayrıştırarak saf altın ve gümüş paraları bastılar. Bu paralar Kral Croesos dönemine atfen “Croesuera” adını taşır.
Başta Anemon (Manisa dağ Lalesi), safran, kestane olarak 128 adet bitkiyi “Kutsal Tmolos (Bozdağ)” dağlarında yetiştirerek bu bitkilerin anavatanı yaptılar. Parfüm, krem, pudra gibi ilk süs eşyaları bu bitkilerden elde edildi.
Anemon Dağ Lalesi
 Kralların desteğini alan bilim adamları, sanatkârlar başkent Sardes’e koşuyor, sosyal yaşama katkıda bulunuyorlardı. Alcman adında ünlü bir şairi vardı. Lesbos (Limni) adasının dünyaca tanınan kadın şairi Sappho, birçok şiirinde Sardes’deki yaşamı özenerek anlatır. Ünlü masalcı Ezop bile son Kral Croesos’a elçilik yapmıştı.
Gelecek yazılarımda, Lidyalıların insanlık tarihine sunduğu “İLK”leri detayları ile anlatmağa çalışacağım. Kuruluşundan çöküşüne, günümüzdeki durumuna kadar bütün bilinmeyenleri birlikte keşfetmeye devam edeceğiz.
Hoşça kalın…
                                                                                 Mustafa UÇAR
                                                                               Araştırmacı Yazar