27 Aralık 2015 Pazar

SALİHLİ’NİN BİLİNMEYENLERİ – 1

YIKILMAKTA OLAN EVİN ÖYKÜSÜ

İstasyondan, Hamidiye Camiine doğru Mithatpaşa Caddesinden (Yeni ismi ile Sevgi Yolu) inerken, Karakol sokağına varmadan, solunuzda alışveriş merkezi ile kunduracı arasına sıkışmış ve yıkılmakta olan bir ev göreceksiniz.
Evin günümüzdeki görüntüsü
Çoğu zaman önünden geçmekte olduğunuz bu evin ne olduğunu niçin yıkılmaya terk edildiğini düşünmezsiniz. Oysa bu ev Salihli için kültürel bir değerdir ve bir öyküsü vardır.
Buyurun birlikte evin öyküsünü öğrenelim;
 Ev, 1917 yılında, Salihli’de tüccarlık yapan gayri Müslim, Rum Michael (Mikail) Athanasiadis tarafından yapılmıştır. Mikail Efendi, Salihli’de, o yıllarda yaşanan olayları tuttuğu 8 deftere kaydetmiş. İstiklal Savaşı sonlarında ailesiyle birlikte Yunanistan’a, Atina’ya göçmek zorunda kalmışlar. 1913 yılı, Kasım ayında, Salihli’de doğmuş oğlu Anastasios (Tasos) Athanasiadis de doğal olarak.
Tasos Athanasiadis 
İsim size tanıdık gelmeyebilir ama Anastasios (Tasos) Athanasiadis Yunanistan’ın Yaşar Kemal’idir, ödüllü romanları vardır. Aslında Hukuk okumuş, bir süre Yunanistan Ulusal Tiyatrosu Genel sekreterliği ve Başkanlığı yapmıştır.
1969 yılında, babasının Salihli’de tuttuğu günlüklerden yola çıkarak “Niobe’nin Çocukları” romanı ile Yunanistan Ulusal Roman ödülünü aldı. Olayların tamamı İstiklal savaşı sırasında Salihli’de geçiyor. Romanında, Kurtuluş savaşının çalkantılı o günlerini, sosyal yaşantıyı gerçekçi ve tarafsız bir şekilde anlatmıştır. Üstelik bu roman ünlü Yunanlı yönetmen Kostas Koutsomytis tarafından Tv dizisi haline getirilmiş; 2003-2005 yılları arasında Yunan ERT televizyonunda 180 bölüm olarak yayınlanmıştır.Niobenin Çocukları dizisi en iyi yönetmen, en iyi senaryo gibi birçok ödül de aldı. Dizinin çekimlerinde Salihli'nin o yıllardaki haline benzeyen,Bulgaristanın Souli kenti mekan oldu.
            Tasos, 1989 yılında, dönemin Belediye Başkanı Zafer Keskiner tarafından doğduğu kente Salihli’ye davet edildi. Kendisi gibi Salihli’de doğan yakın dostu Evangelos Kakaroğlu, eşi Eritre, çocukları Yannis, Leonadis ile birlikte davetli olarak ilçeye geldi. Belediye tarafından düzenlenen söyleşide anılarını tazeledi, doğduğu evin önünde fotoğraf çektirdi. Bu fotoğrafı da kitabının yeni baskılarında kullandı.
Kitabın Kapak Fotoğrafında ziyareti
sırasında çektidiği fotoyu kullandı

Söyleşiye, Türk -Yunan Dostluk Derneği Başkanı Ekrem Akurgal, Prof. Dr Bilge Umar, Dr.Şadan Gökovalı ve Salihli’nin o günlerini gören, bilen Nuri Ulaş ile konuklar yer aldı.
  Athanasiadis Tasos, 21 Eylül 2006 yılında Atina’da öldü.
  Günümüzde yıkılmak üzere olan bu ev böyle bir sanatçının evidir ve Osmanlı döneminin Salihli’deki son örneklerindendir. Bu nedenle koruma altına (!) alınmıştır.  
Yıkılmakta olan bu evin öyküsü böyle.
Keşke tarihimize ışık tutacak öyküleri önceden bilebilsek. Örneğin 7-8 Eylül 1922 tarihinde Mareşal Mustafa Kemal’in, Hacı Mustafa (Akiş) Ağa’nın Kocaçeşme, Bostan Sokaktaki evinde kaldığını, 9 Eylül sabahı buradan İzmir’e hareket ettiği gerçeğini bilseydik, bugün kentimizde bir “Atatürk Evi Müzesi” olurdu.
Niobenin Çocukları dizisinde Salihli İstasyonundan ayrılış sahnesi
Mustafa UÇAR
Araştırmacı Yazar

18 Haziran 2015 Perşembe

Sardes Antik Kenti'ndeki Artemis Tapınağı'nda Açıkhava konseri

Bilkent Senfoni Orkestrası'ndan Artemis Tapınağı'nda konser 18 Haziran 2015, PerşembeBilkent Senfoni Orkestrası, Sardes Antik Kenti'ndeki Artemis Tapınağı'nda Açıkhava konseri gerçekleştirdi.

                 Sart Kazı heyeti eski başkanlarından Prof. Crawford H. Greenewalt Jr.’ın siparişi üzerine Besteci Kamran İnce tarafından bestelenen ‘Sardis Senfonisi’ ve ‘Midas’ın Hükmü’ operasından bölümlerin  seslendirildiği konserin solisti Macar mezzo-soprano Judit Rajk oldu.
                Bilkent Senfoni Orkestrası, Besteci Kamran İnce yönetiminde, Lidya Krallığı’nın Başkenti Sardes Antik Kenti içerisinde bulunan Artemis Tapınağı içerisinde ‘Sardes Senfonisi’ adı altında konser verdi.


Konser hakkında bilgi veren Besteci Kamran İnce “Bu konserin temeli, daha önce Sart’taki kazıların başında olan Prof. Dr. Crawford H. Greenewalt’ın benden 4. Senfoni operasını ısmarlamasından sonra  atılmıştı. . Greenewalt , bu konseri Artemis Tapınağı’nda yapma ve bu eserleri burada seslendirme isteği vardı. Ama bu konseri o hayatta iken gerçekleştirme imkanımız ne yazık ki olmadı. Prof. Dr. Crawford H. Greenewalt, 3 yıl önce vefat etti.  Bu konseri onun anısına yapıyoruz. İlk defa Artemis Tapınağı’nda bir açık hava konseri yapılmış oluyor. Bu bizim için çok önemliydi ve özel bir gece oldu. Konser, Sardes’in çok bilinen bir yer olmamasına rağmen çok büyük bir ilgi gördü. Çok memnun olduk” dedi.


Kazı Başkanı Prof. Dr. Nicholas Dunlop ise “Kamran İnce tarafından bestelenen Sardis Senfonisi ile, Sardes, Artemis Tapınağı, Akrapol, soylu kral mezarları, Bintepeler, Paktalos  Nehri anlatılacak. Bu senfoninin bestelenmesine merhum eski kazı başkanlarımızdan Prof. Dr. Crawford H. Greenewalt ön ayak oldu. Kendisi 1959 yılından 2011 yılına kadar bütün yaz aylarını Sardes’te geçirdi.” Dedi.
Konseri, Salihli Kaymakamı Ertan Peynircioğlu, Belediye Başkanı Zeki Kayda, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Yüksel’in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.




HABER-KAMERA:EMRE SAÇLI












20 Mayıs 2015 Çarşamba

Salihli'de İnanç Turizmi Gelişiyor

      Fransız ve Alman Turistler, İncil'de adı geçen 7 kiliseden birinin olduğu Salihli'nin Sart Mahallesi'nde bulunan Artemis Tapınağı'ndaki ayine katıldı.




        Gruplar halinde 200’ün üzerinde turistin katıldığı ayinler 1’er saat sürdü. Tarihe "altın parayı icat eden uygarlık" olarak geçen Lidyalılar'ın başkentleri, Salihli ilçesindeki Sardes'e gelen turist sayısı, inanç turizmi ile artmaya devam ediyor. İncil'de adı geçen ve dünyadaki ilk yedi kiliseden birinin bulunduğu Salihli’nin Sart Mahallesi sınırlarında yer alan Artemis Tapınağı’na çok sayıda Fransız ve Alman turist geldi.
      Fransız kafilesi rehberi İlhami Demir, yaptığı açıklamada, inanç turizminin Türkiye için çok önemli olduğunu, ancak bürokratik engelleri aşmakta zorluk çektiklerini kaydetti.

Demir, “Ülkemiz, Hristiyanlığın ilk geliştiği dönemde Anadolu topaklarına 7 kilise yapılmış. Dolayısıyla Hristiyanlığın doğumu da bu 7 ilde. Bu 7 kiliseden birisi de Sart’ta bulunuyor. İnanç turizmi ülkemizin çok ihtiyacı olduğu bir turizm şeklidir. Her şey dahil sistemi ile alakası olmayan, kültüre ve dine meraklı insanların bolca  döviz bırakmasına neden olan bir turizm şekli. Bu turizm şekli maalesef çok geri kaldığımız bir alandır. Eğer bu toprakların taşların değerini bilmez sek turizm sektöründe yok olmaya mahkumuz. “dedi.
            Demir, “Bizim topraklarımızda Meryem Ana’nın çok büyük bir önemi var. Çünkü arkamızda gördüğünüz bu Artemis Tapınağı, Meryem Ana Sunağına dönüşüyor. Anadolu toprakları 7 bin yıl öncesinden beri bir ana tanrıça kültürünün, ana tanrıça öğretisinin hakim olduğu topraklardır.” dedi.
Demir, şöyle konuştu. “Acenteler, bütün zamanlarını izin almaya harcıyor. 3 ayrı izini alabilmek için saatler günler geçiyor. Bir yandan ülkemize daha çok turist çekmeye çalışıyoruz, bir yandan da önümüze bürokratik engeller konuluyor. İnşallah önümüzdeki dönemlerde bu sıkıntılar dan kurtulmuş oluruz”


Hristiyanlığın ilk yedi kilisesi ve bulundukları yerler ise şöyle.
Ephesos (Selçuk), Smyrna (İzmir), Pergamon (Bergama), Sardes (Sart) (Salihli)
Philadelphia (Alaşehir - Manisa), Laodikeia (Denizli), Thyateira (Akhisar)



İNANÇ TURİZMİNİN SALİHLİ İÇİN ÖNEMİ BÜYÜKTÜR

Salihli Turizm Derneği Başkanı Mustafa Uçar ise “İnanç Turizmi yani kutsal yerlerin ziyaret edilmesi son yılların en önemli turizm hareketini kapsamaktadır. Bu açıdan Salihli sadece Hıristiyanlar için değil Museviler için de önemli bir ziyaret yeridir” dedi.


Uçar, “Hıristiyanların Paskalya kutlamaları Sardes Kilisesinde de yapıldı. Paskalya Hıristiyanlıktaki en eski ve en önemli bayramlardandır. İsa'nın çarmıha gerildikten sonra 3. günde dirilişi kutlanır. Doğu ve Batı kiliseleri arasında farklılıklar olmakla beraber, Paskalya dönemi yaklaşık olarak Mart sonundan Nisan sonuna kadar olan dönemdir. Her sene sabit bir tarihte gerçekleşmeyen ve dünya kiliselerinin çoğunda Pazar günü kutlanan Paskalya Günü ise, Kıyam Yortusu, Diriliş Pazarı ya da Diriliş Günü olarak da adlandırılır. Hıristiyanlığın yanı sıra Museviler özellikle de Seferad cemaati açısından Sardes/Salihli önemlidir. Burada dünyanın üçüncü Sinagogu yer almaktadır ve Seferad, Sardes’in Aramice ve İbranicedeki adıdır. Ancak bu tarihsel bilgileri tam anlamı ile tanıtamadığımız için şuan Musevi ziyaretçiler yeterli sayıda değildir. Yakın bir gelecekte Salihli, Sardes merkezli olarak dünyanın en önemli turizm destinasyonu olacaktır. Bunun için hazırlıklara biran önce başlanmalı ve yatırımcılara aynı zamanda Termal Turizm Bölgesi olan kentimizi anlatabilmeliyiz. Salihli dinamikleri bu konuda bir araya gelerek plan ve programlı bir çalışma yaparsak, kentimizin turizm geleceği aydınlık olacaktır, buna gönülden inanıyorum.” Dedi.

 SEKTÖR TV-HABER-KAMERA:EMRE SAÇLI

10 Mart 2015 Salı

ANADOLU MEDENİYETİNİN ZİRVESİ: LİDYA/SARDES



 Bugün üzerinde yaşadığımız Anadolu, şekil olarak kıtalar arası bir köprüyü andırır. Kültür yönünden zenginleşmesinin nedeni de budur. Üzerinden binlerce kavim geçmiş, yüzlerce devlet kurulmuştur. Her bir kültürden kalan tortular Anadolu medeniyetinin doğmasına neden olmuşlardır. Zirve noktası da Lidya Krallığı ve onun başkenti Sardes’tir.

Biz, Lidya kültürünü “İlk parayı icat etmeleri” ve son Kral Croesos’un tüm dünyaca bilinen “Kral Croesos (Karun) kadar zengin” deyiminden tanıyoruz. Oysa Lidya uygarlığı, zenginliğinden kaynaklanan sosyal, kültürel, bilimsel, sanatsal yönlerde Anadolu medeniyetinin zirvesi konumundadır.
Örneğin paranın icat edilmesi ve altın olarak basılması, ekonomi ve ticaretin hareketlenmesine neden olduğu gibi insanlığa finans dünyasını da sunmuş oluyordu. Altın sadece süs eşyası olmaktan çıkmış, paraya dönüşerek ticarette toptancılığa (Takas) yeni rakip perakendeciliği getirmiş oluyordu.
Paranın icadı domino etkisi yaparak çarşıların, dükkânları ile Pazar yerlerinin doğmasına sebep oluyordu. Üretim fazlalaşmış, üreticiler, ihracata (Dış satım) yönelmişti. O yıllara kadar deniz yolu ile yapılan dış ticaret karayolunun alternatif olarak ortaya çıkmasına neden oldu. Köy yolları birleştirilerek Sardes’den, bir ucu Efes ve Bergama’ya diğer ucu günümüzde Kerkük civarındaki Ninova kentine kadar uzanan “ALTIN YOLU” açılmıştı. Hedef Mısır ile ve yol üzerindeki kentlerle ticaret yapmaktı.


Altın Yolu
 Altın yolu refah getirdiği gibi felaketi de getirdi. Bu yolu takip eden Persler, Lidya Krallığına son verdiler ve yolu kendi memleketlerindeki Susa ve Persepolis kentlerine uzattılar, yolun ismini de “Kral Yolu” olarak değiştirdiler.
Altın, “Elektrum” denilen % 70 i altın,% 25 i gümüş,%5 bakır olan taş görünümlü bir madenden elde ediliyordu. İlk paralar henüz saf altın ve gümüş rafine edilmediğinden yeşile yakın renkli alaşımdan oluşuyor ve “Elektron” adını taşıyordu. 
                                                                       
Dünyanın İlk Parası
Matematikçi, Anadolu insanları Thales ve Pisagor gibi bilim adamları sayesinde ergime ısısını öğrenip Elektrum madenini ayrıştırarak saf altın ve gümüş paraları bastılar. Bu paralar Kral Croesos dönemine atfen “Croesuera” adını taşır.
Başta Anemon (Manisa dağ Lalesi), safran, kestane olarak 128 adet bitkiyi “Kutsal Tmolos (Bozdağ)” dağlarında yetiştirerek bu bitkilerin anavatanı yaptılar. Parfüm, krem, pudra gibi ilk süs eşyaları bu bitkilerden elde edildi.
Anemon Dağ Lalesi
 Kralların desteğini alan bilim adamları, sanatkârlar başkent Sardes’e koşuyor, sosyal yaşama katkıda bulunuyorlardı. Alcman adında ünlü bir şairi vardı. Lesbos (Limni) adasının dünyaca tanınan kadın şairi Sappho, birçok şiirinde Sardes’deki yaşamı özenerek anlatır. Ünlü masalcı Ezop bile son Kral Croesos’a elçilik yapmıştı.
Gelecek yazılarımda, Lidyalıların insanlık tarihine sunduğu “İLK”leri detayları ile anlatmağa çalışacağım. Kuruluşundan çöküşüne, günümüzdeki durumuna kadar bütün bilinmeyenleri birlikte keşfetmeye devam edeceğiz.
Hoşça kalın…
                                                                                 Mustafa UÇAR
                                                                               Araştırmacı Yazar

24 Ocak 2015 Cumartesi

Yabancı Turistlerin Sardes İlgisi Artıyor



Sardes’e Artık Yılın Her Ayı Yabancı Turist Geliyor


Tarihe, parayı icat eden uygarlık olarak geçen Lidyalıların, Salihli sınırları içinde bulunan başkentleri Sardes’e, son yıllarda hayata geçirilen tanıtım atakları sayesinde yabancı turistlerin ilgisi yılın her ayı devam ediyor.
Salihli Turizm Derneği (SATURDER) Başkanı Mustafa Uçar,  yerel yönetimlerin tanıtım çabaları sonucu Lidya Krallığı’nın başkenti Sardes’e ilginin sürekli arttığını kaydetti. İlgi odağının birisi Artemis Tapınağı içinde yer alan ve İncil’de adı geçen 7 kiliseden biri olan Sardes Kilisesi diğeri ise Gymnasium yapısı içindeki dünyanın 3. Avrupa’nın ilk Sinagogu özelliğini taşıyan Seferad Sinagogudur dedi.
Uçar, Lidya Krallığı’nın başkenti Sardes’in özellikle Avrupalı turistler tarafından yoğun olarak tercih edildiğini bu yıl özellikle Fransız ve Norveçli konukların ağırlıkta olduğunu söyledi.



Uçar “Düne kadar az sayıda turist kafilelerinin geldiği bu yer artık günde 8-10 otobüs ile ziyaret edilir hale geldi. Anadolu’nun neresine giderseniz gidin, bir Roma, Bizans, Osmanlı eserleri ile karşılaşmak mümkün. Ama Lidya ve Lidyalılar hakkında bilgi edinmek, onların kültürünü öğrenmek isterseniz mutlaka Salihli’ye gelmek durumundasınız.  Bu bölgemiz için yadsınamayacak bir özelliktir.
 Lidyalılar bilindiği gibi parayı icat etmişlerdir. Paranın icadı domino etkisi göstererek çeşitli ilklere de imza atmıştır. Salihli ve civarı hem tarih yönünden, hem kültür yönünden hem de sağlık turizmi açısından bakir ve önemli bir yerdir. Arkamızda gördüğünüz Artemis Tapınağı, dünyanın dördüncü büyük tapınaklarından birisi.  Toprak altında da uzun yıllar saklı kaldığı için bozulmamış vaziyette. Sardes’i rehberlerle gezdiğinizde Türkçemize ya da insanlık tarihine kazandırılan birçok deyimi de öğreneceksiniz. Sardes, eskiden yaz aylarında, bahar aylarında ziyaret edilebilen bir yer durumundaydı. Ancak artık bugün Sardes, 12 ay boyunca yerli ve özellikle yabancı turistlerin ziyaret ettiği tarihi bir bölge konumuna geldi. Avrupalı turistler, Aralık ayı içerisinde olmamıza rağmen her gün Sardes’i ve Artemis Tapınağı’nı ziyaret ediyor.” Dedi.
Uçar, Salihli’nin aynı zamanda Termal Turizm Bölgesi özelliğini kazandığını, termale ve turizme yatırım yapmayı düşünen yatırımcıların bölgede incelemeler yapmalarını ve şartların ne kadar elverişli olduğunu yerinde görmelerini de önerdi.
 


Lidya Krallığı’nın başkenti Sardes’e ilk defa geldiğini kaydeden Norveçli bir turist ise “Türkiye’de birçok tarihi bölgeyi gezdim. İlk defa geldiğim Sardes’i ise büyüleyici buldum. Çok enteresan bilgiler verildi. Lidya Krallığı’nın başkenti, tarihte paranın ilk icat edildiği yer olmasından, bu uygarlıkta bankacılık sisteminin kurulmasına kadar çok ilginç özelliklere sahip.” Dedi.