18 Temmuz 2018 Çarşamba

DÜNYANIN EN ESKİ TİYATROSU SARDES’DE

           Birçok araştırmacı, tiyatronun doğuşu hakkında şunları söyler;   “Tiyatro ilk kez İÖ 6. yüzyılda Yunan toplumunda dinsel törenden özerkleşerek bir sanat türü haline geldi; dinsel ya da pratik ölçütlerle değil, estetik ölçütlerle değerlendirilen bir "oyun" a dönüştü. Yunan toplumunda tiyatronun öncülü, şarap, bereket ve bitkiler tanrısı Dionysos'u kutsamak için yapılan Bacchanolia şenliklerinde bir koronun söylediği dithyramboy şarkılarıydı. Koro, bu şarkılarda, farkı kişilerin konuşmasını canlandırmak için söz ve tavır değişikliğinden yararlanıyordu. Daha sonra, oyuncu ve oyun yazarı Thespis, koronun karşısına, farklı kişilikleri farklı maskelerle temsil eden bir oyuncu koydu. Böylece daha karmaşık konular ele alınabiliyor, farklı anlatım biçimleri denenebiliyordu. İÖ 534'te Atina'daki ilk tiyatro şenliğinde, Thespis'in bir tragedyası ödül kazandı. Bu tarihten sonrada tragedyalar Dionysos şenliklerinin bir parçası olarak gelenekselleşti.”
Günümüzde Sardes Tiyatrosunun görünümü
        Doğruluğu tartışılır. Günümüzde yapılan birçok kazı, bize ezberletilen “Eski Yunan bilgilerini” yeni bilgilerle değiştirmemizi sağlıyor. Yukarıda tiyatronun başlangıcı bile Eski Yunan’a atfediliyor. Oysa şarap, bereket, bitkiler Tanrısı diye belirtilen mitolojik Tanrı Anadolu, Çal/Denizli doğumlu “Baccha”dır ve Lidya’da yaşamıştır. Yukarıdaki anlatımda Yunan toplumunun Dionysos’u kutsama amacı ile yaptıkları şenliklerin adı dikkatinize sunuyorum: Bacchanolia sözcüğü Baccha’nın,  Baccha’ya ait olan anlamındadır.
        Tarih ve arkeoloji meraklıları bilirler, Eski Yunanın Dionysos dediği Tanrı aslında Lidya Tanrısı Baccha’dır. Yani Lidyalılar şarap, bereket ve tiyatro Tanrısına kendi dilleri olan Lidçede Baccha derlerdi. Antik çağda, Lidya’dan ayrılarak günümüz İtalya’sında, Etrüsk devletini kuran halk da aynı Tanrıya Bacchus demiştir. Kısacası Dionysos Anadoluludur ve Lidyalı olduğu tartışılamaz. Lidya Krallığı İÖ 546 yılında, Persler tarafından tarihten silindi. Atina’da ilk tiyatro şenliklerinin yapılması ise İÖ 534; yani Lidyalılardan 12 yıl sonra..
        Durum böyle olunca ilk tiyatronunda Sardes’de kurulmuş olması düşünülmelidir. Gerçekten de Sardes’de, toprağın altından gün yüzüne çıkmayı bekleyen bir tiyatro var.   Geçen yıllarda kazısına başlanan Sardes Tiyatrosunun kazılan bölümünün üzeri kapatılarak kazı yarım bırakılmıştır. Kazı yapan heyete nedeni sorulduğunda “Seyirci teraslarındaki mermerlerin daha önce halk tarafından ev yapımında kullanmak için alındığından görüntünün güzel olmayacağı, restorasyon yapılması için zamana ihtiyaç duyulduğundan şimdilik bu halde bırakıldığı”söylenmektedir.
Battista’nın 1750 yılında yaptığı resim
       Sardes tiyatrosunun İÖ 215 yılında var olduğunu Bergama kralı III. Antiokhos’un askerlerinin tiyatro sur duvarlarına tırmanarak şehre saldırdığını, Polybios’un yazdığı tarih kitabından öğreniyoruz.  
Battista'nın çizdiği harita
       Yaklaşık 20 bin kişi alabilecek büyüklükteki tiyatro, 136m. X 70m.  lik bir alanı kaplıyor. İS 17 de yaşanan büyük depremden sonra yıkılan tiyatro Romalılar tarafından onarılmıştır.Günümüzde gördüğümüz daire şeklindeki Seyirci salonunun iki yanını destekleyen sarı renkli büyük taştan örülme duvarlar, Roma dönemine aittir. Sardes tiyatrosunun önemli bir bölümü arkasında bulunan yamaçtan kayan toprağın altındadır. Tiyatroda seyirci oturma yerleri bile henüz kazılmamıştır.Tiyatronun hemen önünde, doğu-batı yönüne uzanan tonozların varlığından Roma dönemine ait bir Stadyumun da  var olduğunu anlıyoruz.
      Tiyatroya ait ilk görseli de 1750 yılında, Sardes’i gezen Giovanni Battista Tiepolo, bilinen diğer adlarıyla Gianbattista veya Giambattista Tiepolo (5 Mart 1696 - 27 Mart 1770), Venedikli ressam ve baskı sanatçısı, suluboya ile yapmıştır.Battista’nın Sardes’de ciddi incelemeler yaptığını çini mürekkep ile çizdiği Artemis Tapınağı resmi ve belkide Sardes’in ilk topografyasını çıkardığını not defterindeki çizimlerde görüyoruz.

      Dünyaca ünlü olması gereken Sardes Tiyatrosunun da farkında olmadığımız için yeterli tanıtımını maalesef yapamıyoruz. Salihli dinamiklerinin bir araya gelerek, tarihi, kültürel, doğal değerlerimize sahip çıkacağımız günlerde buluşmak dileği ile…

Mustafa UÇAR