31 Aralık 2012 Pazartesi

KONUK KALEMDEN SALİHLİ İZLENİMLERİ




                                                     YENİ YILA GİRERKEN...
            2012 yılından 2013’e girerken geride kalan yılın getiri ve götürülerini özellikle ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel açıdan ele alırken dünya, ülkemiz ve kendi açımızdan yazmaya kalksak bu bir tür ‘yıllık’, yabancıların deyimiyle bir ‘almanak’ olurdu. Bırakalım bunları da büyük yayıncılık kurumları, istatistik enstitüleri ve diğer bilimsel araştırma merkezleri yapsınlar. Biz, kısaca biraz kendimizden bahsedelim.
Mustafa Uçar Erol Uysal'a kitaplarını hediye etti
            Yeni bir yıla girmenin arifesinde aile dostlarımızla 2012 yılının yorgunluğunu üzerimizden atmak, yeni bir yıla daha zinde ve sağlıklı başlamak için bölgemize yakın bir termal kaplıcaya gittik. Şifalı termal suda yüzdük, dinlendik. Ülkemiz turizminin önemli bir alternatifi olan jeotermal kaplıcaları açısından dünyada sayıları bilinen tesisler sıralamasında epey yol aldığımızı düşünüyorum. Tesisler gayet bakımlı, yerli ve yabancı müşteri talebini karşılayacak sayı ve düzeye gelmekteler. Dileğimiz; konumu, iklimi, tarihi, kültürel varlıkları, doğal örtüsü, üç yanının denizlerle çevrili oluşu ve zengin folkloru ile yerli ve yabancı turizme her türde tatil için çok uygun bulunan ülkemizin mevcut olanaklarını iyi işleterek, tanıtarak dünya turizminde yer aldığı sıralamada daha da öne çıkmasıdır.
            Turizm; değişim, eğlenme, dinlenme, bilgi edinme sağlık ve spor dışında aynı zamanda iletişimdir, tanışmadır.  Kaldığımız termal otelde bir şehit ailesiyle tanıştık. 2012 yılı Nisan ayının 5.günü Hakkari Şemdinli’de teröristlerle girdiği çatışmada şehit olan Jan.Ütğm. Ahmet Ozan Şarlak’ın anne ve babasıydı tanıştıklarımız. Eşimle evliliğimizin 48. Yıldönümü olan 27 Aralık günü akşamı yemekte bu değerli şehit anne ve babasını tanıttım dostlarıma. Bize 28 yaşındaki oğlu Ahmet Ozan’ın fotoğrafını hediye ettiler. Duygularını, acılarını yatıştırmak için teselli etmeye çalıştık onları. “Şehitler ölmez, ne mutlu size, vatan uğruna şehit olan bir yavrunuz var” dedik.  Onlara aldığımız küçük bir hediyeyi “çam sakızı çoban armağanı “ diyerek şehit annesine verirken bunu tüm şehit annelerine, ailelerine de ithaf ettiğimizi söyledik. Büyük mutluluk ve gurur duydular. Onlarla kendi araçlarına binerek Manisa Salihli’deki Sart harabelerine gittik. Artemis mabedi ve çevresindeki tarihi kalıntıları gördük. Fotoğraf çektiler. Otele dönüşte Sart Mustafa köyünde kahve içtik.
Mustafa Uçar ve Erol Uysal
              Salihli Turizm Derneği (SATURDER) Başkanı sevgili Mustafa Uçar çok eskiden tanıdığım değerli bir rehber arkadaşımdır. Bizi otelde eşiyle birlikte gelerek ziyaret ettiler. Mustafa Bey yöre hakkında yazdığı iki kitabını bana ve arkadaşlarımıza hediye etti. Beni kendi aracıyla Frigya Kralı Midas’ın vücudundaki altınlardan kurtulmak için yıkandığı  ‘Paktalos’ deresinin gölet oluşturduğu yere götürdü. Buradan Sart şehrinin akropolü ve sur duvarları daha iyi görünüyordu. Daha önce hiç buraya gelmemiştim. Marmaris’in Turgut Köyündeki şelaleye çok benziyordu. Tertemiz akan ve içimi çok güzel olan Bozdağ’ın soğuk sularını bölge insanı evlerinde kullanıp içiyormuş. Biz de doyasıya beğenerek içtik. Salihli’ye yolu düşenler mutlaka Kurşunlu ve Çamur Termal Tesislerini de ziyaret etmeliler. Kaldığımız Sardes-Lidya Termal Oteli ve termal havuzu çok beğendik. Otel yönetici ve personeline bizlere gösterdikleri ilgi ve misafirperverlik için teşekkür ediyorum.
2013 YILI BARIŞ, GÜVEN, HUZUR VE KARDEŞLİK YILI OLSUN!
 Erol Uysal - Marmaris, 30 Aralık 2012

13 Aralık 2012 Perşembe

TARİH KOKAN KARELER: MİDAS'IN YIKANDIĞI YER 1911

Fotoğraf 1911 yılında çekilmiştir.Kaya üzerinde Osmanlı Zabiti(Subay)görülmektedir.

 Dokunduğu her şey altın olan Kral Midas'ın öyküsü şöyle:   
“Şarap tanrısı Dionisos'un (Bacchus) yoldaşı Satiros, Frigya'yı gezerken Midas'ın gül bahçesinde uyuyakalmış. Satiros'u bulup, on gün on gece sarayında ağırlayan Midas'ın konukseverliğinden etkilenen Dionisos, kralın bir dileğini gerçekleştireceğini söylemiş. Kral Midas da her dokunduğunun altına dönüşmesini ve böylece daha zengin olmayı istemiş. Ancak yemek için dokunduğu yiyecekler, içecekler ve ünlü gül bahçesi bile altına dönüşünce, kral Dionisos'dan bu uğursuz gücü geri almasını istemiş. Midas'ın durumuna acıyan tanrı Dionisos krala, Sardes’de, Paktalos Irmağı'nda yıkanmasını söylemiş. Bu ırmakta yıkanan Midas, her tuttuğunun altına dönüşmesinden kurtulmuş ama o günden sonra Paktolos ırmağı altın akmaya başlamış”  
Herodot, ünlü tarih kitabında öyküyü böyle anlatır ve devam eder; “Sardes’lilerin altın zenginliği işte bu Paktalos ırmağındaki altınlardan gelir. Irmakta o kadar çok altın vardır ki halk kestiği koyun postlarını bu ırmağa atar, tüylerin arasından altın parçalarını toplarlardı”
Salihlili araştırmacı yazar Mustafa Uçar'a göre "Herodot'un yazdıkları bir bakıma doğru;ilk yıllarda ırmak altın akıyor olabilir ama kısa sürede altın nehirde bitti.Lidyalılar maden ocakları açarak altın çıkardılar.Bu gün civarda ve bintepelerde  kaçak kazı yapanlara sesleniyorum bu topraklar 2 bin 500 yıldır Persler ve Romalılar dahil kazılmış ve soyulmuştur.Lütfen iki küpe veya çanak çömlek çıkarmak için kültür varlıklarımızı tahrip etmeyelim.
Önümüzdeki yıllarda Salihli ve civarı bu tarihi yerler sayesinde Turizmden çok para kazanacak,asıl hazineyi o zaman bulmuş olacağız." dedi. 

7 Aralık 2012 Cuma

Uygarlığın temeli Yunan değil Anadoludur


  Prof. Dr. Fahri Işık, Celal Bayar Üniversitesi’nde ‘Uygarlık Anadolu’da doğdu’ konulu konferans verdi. Işık, Yunan medeniyet tarihinin Anadolu tarihinden etkilenerek doğduğunu, batı uygarlığının kaynağının Anadolu olduğunu söyledi.


Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahri Işık, Celal Bayar Üniversitesi Muradiye Yerleşkesi’ndeki Prof. Dr. Ümit Doğay Arınç Kültür Merkezi’nde ‘Uygarlık Anadolu’da doğdu’ adlı konferansta Anadolu tarihini anlattı.

Ünlü tiyatrocu ve sunucu Kenan Işık’ın kardeşi olan ve arkeolojide Anadolu ekolünün en tanınan savunucularından olan Fahri Işık Anadolu medeniyetinin Yunan medeniyetinden önce doğduğunu konferansta detaylı bir şekilde katılımcılara aktardı. Üniversite personeli ve öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği konferansa CBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli,   araştırmacı yazarlar Mustafa Uçar, Ali Haydar Aksakal ve Bedriye Aksakal da katıldı.

MEDENİYET ANADOLU’DAN DOĞMUŞTUR

Batı uygarlığının temelinin sanıldığının aksine Yunan medeniyeti değil, Anadolu medeniyeti olduğunu vurgulayan Işık, “Yunan medeniyetinden önce, Anadolu’da bir medeniyet vardı. Yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bulgular ile Yunan medeniyetinin sanıldığının aksine Anadolu medeniyetinden etkilendiğini ortaya çıkıyor.  Bunun en önemli kanıtlarından biri Truva kazılarında ortaya çıkan yazıların Yunan alfabesi aksine, Luvice olduğudur. Hatta Yunanlılar alfabelerini Anadolu’daki İyon alfabesinden almıştır. Kendi alfabesini dahi oluşturamayan bir millet Avrupa ve medeniyet tarihini oluşturamaz” dedi.
 Prof. Dr. Fahri Işık, anlattıklarını sunduğu slaytlarda yer alan resimler ve yazılı belgelerle de kanıtlayarak, "Yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bulgular, Yunan Medeniyeti'nin Anadolu Medeniyeti'nden etkilendiğini gösteriyor. Sanıldığının aksine, Batı Uygarlığının temelinde Yunan Medeniyeti değil, Anadolu Medeniyeti vardır" dedi.

YUNAN DEĞİL ANADOLU TAPINAĞI

Yunan tapınağı diye bir tanımın tamamen yanlış olduğunu da dile getiren Işık; “Bu tapınak yapıları Anadolu medeniyetinden çıkmıştır. Yunanlılar bu yapılardan esinlenmiş, kopya çekmiştir. Tüm dünyada Artemis Tapınağı gibi Yunan tapınağı olarak nitelendirilen yapıların hepsi gerçekte Anadolu tapınağıdır” diye konuştu.

SARDES ANTİK KENTİNİ GEZDİ

Prof.Dr.Fahri Işık, konferansından birgün önce Salihli'de,Lidya Krallığının başkenti Sardes'i ziyaret etti. Sardes gezisi sırasında Salihlili araştırmacı yazar Mustafa Uçar,Işık'a eşlik etti. Mustafa Uçar "Fahri hocamın görüşlerine katılıyorum, medeniyet dediğimiz uygarlık bize ezberletildiği gibi Yunanlar tarafından değil Anadolu insanları tarafından ortaya çıkarılmıştır.Sardes gezimizde Işık hocamız ile fikir alışverişinde bulunduk ve ben kendisinden çok yararlandım"dedi.