15 Şubat 2018 Perşembe

KUŞÇUBAŞI ÇİFTLİĞİ

         
          Salihlimizin hiç bilinmeyen ya da yanlış bilinen gerçeklerinden birisi de Kuşçubaşı çiftliğidir. Hatta bazı çevreler devlet malı olan bu çiftliğin adıyla anıldığından dolayı Eşref Beye ait olduğunu zannederler. Kurtuluş savaşı sırasında önemli görevlere hizmet vermiş olan çiftlik, o dönemde, Çerkes Ethem’e tahsis edilmiştir. Müzemizde “Çerkes Ethem burada kaldı” anlatımlarına bakmayın, anılan oda “Milli Mücadele odası” olarak sergilenmektedir. Gelelim şimdi Kuşçubaşı Çiftliği ile ilgili gerçeklere;
Kuşçubaşı Çiftliği 1915: Sol üstteki yerleşim İstasyon, sağ üstteki yerleşim Kocaçeşme mahalleleri. 

             Başbakanlık Arşiv Dairesi 165 No.da kayıtlı 1530 tarihli Tahrir Defterinde; “Saruhan nahiyesine bağlı bir Salihli köyü bulunduğu ve bu köyün Çarhocalı ve Ömerli adlarında iki Karyesi (Yerleşimi) olduğu” yazmaktadır. Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle tutulan bu defterde sözü edilen Salihli köyündeki topraklar, Osmanlı Padişahlarının av kuşlarını yetiştiren, bakan ve av törenlerinde hizmet eden 14 doğancı ailesinin elinde olduğu ve burada bir “Kuşçubaşı çiftliği”  kurulduğu yazmaktadır.
Çerkes Etem'in kaldığı Kuşçubaşı köşkü 1915: Solbaşta küçük kardeşi Mekki (Kuşçubaşı) Korumalar, İmam Efendi, sağda Mısır Hidivliği Prensi, Merdivende oturan kız kardeş Fatma Münevver hanım. 

          Kuşçubaşı çiftliğinin sınırları bugünkü Askerlik şubesi köşesinden başlayarak Mehmetçik parkı ve sonraki iki sokak dâhil, güneye Pilav Tepenin altına, oradan batıya Çakallar çayına oradan kuzeye doğru inerek tekrar Askerlik Şubesine ulaşan alan içindedir. Kayıtlara göre Kuşçubaşı Eşref’in köşkü bugünkü Salihli Lisesi önü ile Atatürk anıtının bulunduğu yerdedir. 1930’lu yıllarda yıkılmıştır. Bugün Ferah caddesinin en sonunda karşınıza gelen binanın ise Kuşçubaşı çiftliği Kâhyasının evi olduğu ve birkaç küçük onarım dışında özgün halini koruduğu söylenmektedir.
     
 Kuşçubaşı Eşref (Sencer), 1873 yılında İstanbul’da doğmuştur. Babası Mustafa Nuri Bey, Kafkaslardan gelmiş bir Çerkesdir.   Ruslar bölgeyi işgal edince Kafkaslardan ayrıldılar, sayısız Çerkes’e sığınma imkânı sunan Sultan Abdülaziz’in daveti üzerine İstanbul’a geldiler.  Mustafa Nuri, sarayın Kuşçu Ocağına alınarak eğitim görmüş ve sonrasında Sultan Abdülhamit tarafından kuşçubaşılığa terfi etmiştir. 1876 yılında, Salihli’deki Kuşçubaşı çiftliğinin yönetimi için görevlendirilmiştir. Babasının ölümünden sonra Kuşçubaşı çiftliğinin yönetimi de büyük evlat Eşref beye kalmıştır.
             Birinci Dünya Savaşı'nın kaybedilmekte olduğu hissedilince, aralarında Enver Paşa ve Mustafa Kemal’linde bulunduğu vatansever bir grup subay ellerindeki silahlardan bir miktarını Salihli’ye Kuşçubaşı çiftliğine gizlice aktarmaya başlamıştı.  Mustafa Kemal’in Samsun’a hareket ettiği gün, bir başka vapurda Bandırma’ya Hamidiye kahramanı Rauf (Orbay) Bey’i götürüyordu. Rauf Bey Bandırma’da Harp okulundan arkadaşları olan Çerkes kardeşler Reşit, Tevfik ve Ethem Beylerle buluştu.
             Rauf Beyle Bandırma’da yapılan görüşmenin sonunda, Rauf Bey,Ethem’e:   “Karargâhını Salihli’deki Eşref Beyin çiftliğinde kurarsın. Burada silah mühimmat, yiyecek, para, at her şey var. Bütün bunları dilediğin gibi kullan!” diyerek Salihli’ye gönderdi.25 Mayıs günü Bandırmadan trenle yola çıkan Ethem, aynı gün Akhisar’dan birkaç Çerkesle, atlı olarak Gölmarmara üzerinden Salihliye Kuşçubaşı Çiftliğine gelerek buradaki konağa yerleşti.
           Salihliye ulaştığının ertesi günü çevredeki tüm askerlik şube ve yetkililerine haber salıp gönüllü toplamaya başladı. İlk anda 300 kişi olan gücü zaman içinde hızla büyüyerek, 6.000 kişi ile çevrenin en kalabalık Kuvayı Milliye gücünü oluşturdu.   Kuvvayı Seyyare, Yunan güçlerini yaklaşık 22 ay süreyle, Milne hattında tutmayı başardı. Böylece Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Ankara’da Milli Orduyu kurmasına fırsat tanımış oldu.
     Yunanın Salihli’yi işgalinden sonra kendilerine garnizon olarak bu çiftliği kullanmaya başladılar. Her sabah, buradan Yunan bando ekibi çıkar, şimdiki Karaman İş Merkezinin bulunduğu noktada yer alan Hükümet binasına Yunan bayrağını çekerler, akşam ise bayraklarını indirip yine Mithatpaşa caddesinden kışlalarına dönerlerdi.

                5 Eylül günü meydana gelen İstasyon çarpışmalarından sonra kaçarlarken, şehri ateşe vermiş, Kuşçubaşı çiftliğini de dinamitle havaya uçurmuşlardı.
Yunanın kaçarken dinamitlediği Kuşçubaşı Köşkünden geriye kalanlar.

            Kuşçubaşı Eşref de,   Çerkes Ethem'in Türk kuvvetlerine isyan edip yenilmesinden sonra onunla birlikte Yunanlara sığındı. Yunan ve İngiliz iş birlikçisi olması iddiasıyla, Çerkes Ethem'le birlikte vatandaşlıktan çıkarılarak ülkeye girişi yasaklandı. 1938 yılında çıkartılan genel bir afla Türkiye'ye döndü.  Devlet malı olan arazisi Cumhuriyetin ilanından sonra kamulaştırılmış ilk etapta çiftlik arazisi üzerinde Namık Kemal İlk Okulu, Hükümet ve Askerlik Şubesi binaları ile Levazım Taburu yer almıştır. Sonraki yıllarda Salihli Lisesi, futbol sahası ve Seyrantepe mahallesi oluşmuştur. Eşref bey bu araziden kendine düşen payını 1950’li yıllarda almış ve bugün Atatürk anıtı kuzeyinden, Lise önünden geçen yolu da belki köşkün olduğu alanın anısına yol yapılması şartı ile hibe etmiştir.

Mustafa Uçar
Araştırmacı yazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder